DENEME YANILMA!
Handan Hanım gözlüklerini burnuna indirmiş dantelini
örerken bir yandan da kızına bakıyor, onu dinliyordu.
- Anne
yarın kızlarla pikniğe gitmeye karar verdik. Haberin olsun.
- Haberim
olmasının ne anlamı var kızım sen kararını vermişsin zaten. O kadar söyledim o
kızların davranışlarını gözüm tutmuyor diye. Ama kime söylüyorum ki bir
kulağından giriyor diğer kulağından çıkıyor yine bildiğini okuyorsun. Hiçbir
zaman laf dinlemiyorsun.
Şaziye başına buyruk, laf dinlemez, biriydi, çocukluğunda da öyleydi. Büyüdükçe hareketi de onunla büyüyordu. Canı ne isterse yapardı. Annesinin öğütleri, onun bir kulağından girer, diğerinden çıkardı. Nasihat almayı sevmez, bir şey dense oflayıp poflardı. Hayatı kendi bildiklerine göre yaşamak, yaşadıkları ile öğrenmek isterdi. Hayat dediğin, deneye yanıla öğrenilirdi ona göre. Arkadaş ve okul tercihleri hep böyle olmuştu. Evlilik çağına gelmişti ve ilişki konusunda da benzer düşüncedeydi.
Alımlı bir genç kızdı. Talipleri oldukça fazlaydı. Herkes
birine önerir ya da ona birilerini tavsiye ederdi. Ama o aşık olacağı insanı kendi bulmalıydı. Bir
gün nihayet Cemil adında bir delikanlıya gönlünü kaptırdı. Her şey karşılıklı öyle hızla ilerlemişti ki. Ailesinin
her şeyden son dakika haberi olmuştu. Karşı taraf istemeye geldiğinde Handan Hanım
biraz düşünmek istediğini söylemişti. Handan Hanım görmüş geçirmiş kadındı. Kızını
yapacağı büyük bir hatadan belki kurtarırım ümidiyle:
“Bak kızım, Cemilden sana eş olmaz, sonra çok sıkıntı çekersin. Daha kurulu iş düzeni yok,
askerliğini yapmamış. Hatta büyükleri ile nasıl konuşacağını bile bilmiyor.”
demişti.
Şaziye ise:
“Ama çok yakışıklı, çok farklı biri aşık
oldum, anlamaya çalış.” demişti.
Sonunda anne ve babası, istemeye istemeye vermişlerdi kızı.
Artık nişanlılık dönemine girilmişti. Evlilik hazırlıkları devam ederken, bir gün Şaziye dışarı çıkmak istedi. Her zaman
gidip geldiği, yakın bir arkadaşını ziyaret edecekti. Şaziye gideceği yeri
Cemil’e söylemişti. Cemil ise bundan çok rahatsız olmuş ve gitmesini
istememişti. Buna benzer birçok konuda kısıtlamaya başlamıştı onu. Aslında ona
hediye alan, nişanlısını gezdiren veya çok ilgilenen biri değildi ama
kısıtlamaya gelince konu çok sıkıydı. Şaziye
ise “Ay aşkım ne kadar tatlı, kıskandın
mı?” deyip, Cemil’in bu şekilde kendi ile ilgilendiğini zannediyordu. Şaziye’nin Cemil’le ilgili olumsuzlukları gözü
görmüyor, kulağı duymuyordu.
Cemil’in yaptığı hataların zihninde mutlaka bir
açıklaması oluyordu. “Kıskanıyorlar,
nazara geldik, o öyle değil başkaları dolduruyordur, herkes aynı.” diyerek
Cemil’i ve yanlışlarını savunuyordu.
Derken günler geçmiş, büyük gün gelmişti. Şaziye ve Cemil
gösterişli bir düğünle evlenmişlerdi. Balayı, cicim ayları derken her şey
tersine dönmeye başlamıştı. Cemil’in ne evin giderleri ile ilgisi vardı ne de
eşi ile. Ailelerden aldıkları destekle ayakta durmaya çalışıyorlardı. Cemil hala
bekâr arkadaşları ile takılıyor, bazı geceleri onlarla çıkıyordu. Şaziye hiç böylesine yalnız olduğunu
hissetmemişti. Ama yine de bir ümit içindeki iyilik açığa çıkar diye
bekliyordu. Hayatı boyunca herkese tedbirli davranan, her iyiliğe güvenmeyen ve
arkasında kötülük olabilir diye bakan kız, çok değişmişti. Bir ümit “Çocuk olursa belki bir şeyler
değişir.” diye düşünmüştü. Ve beklediği olmuş, hamile kalmıştı. Hem ona bir
yoldaş olacaktı o bebek hem de babasını eve bağlayacaktı. Hamilelik sırasında
bir de Cemil’e askerlik çıkmıştı, kısa dönemdi ama sonuçta bir ayrılık yaşayacaklardı.
Askerlik, hamilelik derken aylar geçmişti. Tombul, pembe yanaklı bir kızı
olmuştu Şaziye’nin. Askerlik ve askerliğin ardından bebeğini görmek, Cemil’e
etki eder diye ummuştu Şaziye. Ama ne yazık ki umduğu tepkiyi görememişti
Cemil’de.
O askerdeyken anne babası destek olmuştu hep. Ama
geldiğinde bir teşekkür bile etmemişti onlara, Cemil. Şaziye mahcup olmuştu
anne babasına karşı. Sonrasında da anne babasına gidip gelmesini de
istememişti. İlk zamanlar sevimli gibi gözüken davranışlar, zamanla büyük
problemlere yol açıyordu artık. Geçmişte kıskanıyor diye sevindiği olaylar, nerelere
varmıştı. Hem sorumluluklarını yerine getirmeyen hem de sürekli kısıtlamalar
ile baskı kuran biri olup çıkmıştı.
Yeni mi olmuştu yoksa hep böyle miydi?
Şaziye annesinin nasihatlarını hatırladı. İş düzenini,
büyüklerine saygısını, askerliğini söylemişti annesi. Ama hiç birini
dinlememişti. Nişanlılık dönemleri, evlenince eviyle olan ilgisi, askerden dönüşü… Hepsi ama hepsi aslında ona
bir şeyleri anlatıyormuş zamanında. Ama Şaziye hiçbir işareti görememişti veya
görmek istememişti.
Şimdi ah kafam diye dövünme zamanıydı. Mesele evlenmek değil,
birlikte bir yuva kurup aynı yöne bakmaktı. Acıyı, mutluluğu, hüznü, yorgunluğu
paylaşmaktı. Ancak umduğu, hayalini kurduğu hiçbir şey yoktu ortada. Yalnızdı Şaziye
ve bunu ancak deneyip yanılarak anlayabilmişti.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi der ki; Deneme, yanılma! Deneyim transferi yap!
Deneme yanılma insanı çok yıpratan, kayıpları çok olan
bir öğrenme yöntemidir. İnsanın kendi yaşayarak öğrenmeye çalışmasıdır. Oysa
deneyim transferi daha karlı ve konforlu bir öğrenme yöntemidir. O konuda
deneyimli kişilere danışarak öğrenmeye çalışmasıdır. Deneyim transferi, kişinin
yapacağı hata miktarını azaltır, daha kısa zamanda doğru sonuca ulaşmasını
sağlar.
Kimileri danışmanın kıymetini hatasından sonra anlar, bu hayatta. Kimileri ise hata yapmadan önce fark eder deneyim transferinin ne kadar değerli olduğunu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar.
Yazıyı okurken o kadar çok örneği var ki diye düşündüm çok güzel bir yazı kaleminize sağlık
YanıtlaSilDeneyim transferinin daha konforlu olduğunu anlatan güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilEvet deneyim gerçekten bu hayattaki en kıymetli şeylerden birisi…
YanıtlaSilHer şey deneme ile olmaz…
YanıtlaSilDeneyim transferi yapmak meğer ne büyük kazançmış..Hataları azaltmak doğruları arttırmak için büyük imkanmış..
YanıtlaSilDeneyim transferi yap!
YanıtlaSilİşaretleri okuyabilmek ve istekleri kontrol altına almak ne kadar kıymetli 🌸 deneyerek yaşamak çok maliyetli 💐
YanıtlaSil