İNSAN NE İSTER?

İnsan ne ister bu hayatta?

Herkes bu soruya farklı cevaplar verir.

Ev, eş, iş, çocuk, para, kariyer, araba…

Kim bilir daha neler neler…

Farklı cevaplar çıksa da ortaya,

Yollar ortak bir yere çıkar aslında;

Mutluluk ve başarıya.

 

İnsan, mutlu olmak için evini değiştirir. Büyük, yeni bir evde daha iyi hissedeceğini düşünür. Arabasını değiştirir bir üst modeliyle. Daha fazla keyif alacağını düşünür.

Ya da başarılı olmak için eğitimler alır, sınavlara girer, sertifikalar alır.

Sevilen, sayılan biri olmak, sözü dinlenen, danışılan, aran kişi olmak ister.

İnsanoğlu ister de ister. İstekleri saymakla bitmez.

Hepimizin istek çeşitleri ve sıralaması birbirinden farklıdır. Ortak noktamız ise hepimizin istemesidir. İnsanı egosu istemekten yorulmaz. İşin ilginç yanı, istekler arttıkça daha fazlasını ister hale gelir. Sonunda insan kendini kısır bir döngünün içinde bulur. Peşinde koştuğumuz bitmek bilmeyen, isteklerle yoğurur durur hayat bizi. Peki, hamurun mayası tutmazsa ne olur? Her şey boşa mı gider? 

İnsan ister istemesine ama hep sonucu ister. Çaba sarf etmeden, yorulmadan, kolayca sahip olmak ister. Oysa vazgeçişleri olmadan gerçek anlamda hiçbir şeye sahip olamaz insan.

Kim her istediğini yaparak ev sahibi olabilir ki?

Kim sevdikleri için fedakârlık yapmadan onlarla sıkı bağlar kurabilir ki?

Çocuğuna “hayır” demeden kim onu yetiştirebilir?

Bekar gibi yaşamaya devam ederken kim, evliliğinde mutlu olabilir?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi derki;

“İnsanın isteğinin hedefe dönüşmesini sağlayan şey, bedeline razı olmasıdır.” 

İnsan her ne kadar kaybedeceklerine ve vazgeçeceklerine odaklanmasa da her isteğin bir bedeli vardır.  Hayat bizim ortaya koyacaklarımıza bakar.

Bu sebeple kişinin kendisine bazı soruları sorması gerekir.

 

İsteğimin sebebi ne?

Bu isteğin bana faydası var mı?

İsteğim benim ihtiyacım olan bir şey mi?

Peki, yaşayacağım zorluklara hazır mıyım?

Nelerden vazgeçmem gerek?

Buna değer mi?

Karşıma çıkacak engelleri aşacak gücüm var mı?

 

Bu sorulara cevap verebilen, nasıl bir yola çıktığını biliyor demektir. Ancak o zaman, istek bir karara dönüşmüş olur.

 

Hani, “bedava mal baldan tatlıdır” derler ya, aslında insanoğlu bedava verilen hiçbir şeyin değerini bilmez. Hava bedava, su bedava, Güneş bedava, Ay bedava… Ama hangimiz aldığımız nefesin, içtiğimiz suyun, yüzümüzü ısıtan Güneş’in, gecemizi aydınlatan Ay’ın kıymetini biliyoruz. Oysa hepsi hayatta kalmamızı sağlayan olmazsa olmazlar.

 

Hepimizin istek listelerinde bir dolu madde var. Yokluğu gerçekte bizi öldürmeyecek olsa da bizim “mutlaka olmalı” dediğimiz. Biri sihirli değneği ile isteğimizi gerçekleştirse mutlu olacağımızı zannettiğimiz. Halbuki bir düşünsenize! Emek vermeden elde ettiğiniz ne var sizin için kıymetli olan? En kıymet verdikleriniz, en zor elde ettikleriniz değil mi?

 

Öyleyse beraber düşünelim mi?

Değerli olup kolayca elde edilen bir şey var mı bu hayatta? 

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar. 

“Kim Kimdir?”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmanın yöntemlerini aktarır.

“Keşfedilmemiş tek şey: Daha iyisidir.”

Yahya Hamurcu