SINIFTA KAL!
Güneş odanın içini tüm sıcaklığıyla doldurmuştu.
Açık pencereden yansıyan ışığı Nesrin'in yüzüne vuruyordu. Yataktan sıçrayarak
uyandı. Uyanmasının sebebi yüzüne yansıyan güneş değil, çocuklarının
sesiydi. Geç yattığı için yataktan
kalkacak gücü bulamamıştı kendinde. Tam kalkacakken yeniden yastıklara gömüldü.”
İnsan ne ister ki bu hayatta? Mutlu bir yuva, huzurlu bir aile ve cıvıldayan
çocuklar” diye düşündü. İçeriden gelen çocuk seslerini dinledi. Hiç cıvıldama
gibi değildi, yine kavga ediyorlardı.
Poyraz, her zamanki gibi kardeşinin eşyalarını
karıştırıyordu. Pınarda “Bu sefer olmaz.
Kendi eşyalarını kaybediyorsun, sonra benden aldıklarını da kaybediyorsun”
diye söyleniyordu.
Nesrin, dün gece oldukça geç yatmıştı. Poyraz,
son dakika "Benim ödevim vardı."
demişti. Sınav notu düşüktü. Belki bu ödevle notunu yükseltebilirdi. Öğretmen
ödevi vereli bir ay olmuş ama son dakika “Benim
yarın ödevimi teslim etmem gerekiyor” diye şikâyet etmeye başlamıştı.
Uykusu geldiği için de uyumuş ve görevi Nesrin devralmıştı. Bu ilk yaptığı ödev
değildi nasılsa. Her seferinde yeniden “Bu
kez yapmayacağım ne hali varsa görsün!” diyor, sonra dayanamayıp
yapıyordu.
Çocuk büyütmekle yetiştirmek arasındaki fark
nedir?
Hızlıca giyindi. Saçlarını toplayıp mutfağa doğru
geçerken “Bu çocuk ne zaman sorumluluk
sahibi olacak?” diye düşündü. O
sırada çocukların odalarına gözü çarptı. Pınar'ın yatağı toplu, çalışma masası düzenliydi.
Ama Poyraz'ın odası darmadağındı. O karmaşanın içinde okul kıyafetlerini
bulmaya çalışıyordu. Hızlıca odaya girdi. Oğlunun yatağını topladı. Odasını
havalandırmak için camını açtı, yerdeki eşyalarını katladı. On dakika bile
sürmemişti “Elime mi yapışacak?” dedi
içinden. Gerçi geçen hafta “Bu sefer son
bir daha toplamayacağım. Senin odan senin sorumluluğun” demişti. Ama yine
dayanamamıştı.
Çocukların tartışmaları kahvaltı masasında da
sürdü. Pınar, bu hafta sınav haftası
olduğunu söylüyordu. Poyraz, bugün sınavının olmadığı konusunda inat ediyordu.
Sınıf grubunun mesajlarına baktıklarında bugün iki sınavı olduğunu gördü. Tabi
ki çalışmamıştı. Nesrin bir an çocuklarının neden bu kadar farklı olduğunu
düşündü. Aynı evin içinde, aynı beslenme şekli aynı ebeveynler ile büyümüşlerdi.
Bu kadar farklı olmaları normal miydi? Bir yerde bir hata vardı ama nerede?
Servis aracının kornası ile ikisi de hızlıca
evden çıktılar. Onlar çıktıktan sonra kapıya yönelen Nesrin olduğu yerde dondu
kaldı. Dün gece saatlerce uğraşıp hazırladığı ödev kapının kenarında yerdeydi.
Poyraz'ın yapması gereken tek şey annesinin hazırladığı ödevi götürmekti. Onu
bile yapmamış, unutmuştu. Kendi yapması bir yana annesinin yaptığına bile
kıymet vermemişti.
İyi niyetle yapılan yanlışlar…
Poyraz erken doğmuştu. Minicikti doğduğunda. Bütün ilgi, sevgi onun üzerindeydi. Zamanla o büyüse de annesinin gözünde hep küçük ve ilgiye muhtaçtı. Onun yerine işlerini yaparken tüm sorumluluğunu elinden aldığını fark etmemişti. Büyümemişti gözünde bir türlü. Öyle ki ikinci bir çocuğunun olması bile bunu değiştirmemişti. Poyrazla uğraşmaktan Pınar’a zaman ayıramamıştı. Bu sebeple Pınar, küçüklüğünden beri her şeyini kendisi yapardı. Sorumluluklarını bilen bir çocuk haline gelmişti. Derslerinde başarılıydı. Zor zamanlarında annesine destek olurdu. Bir konuda ‘hayır’ denildiğinde kabullenir, ısrar etmezdi. Poyraz reddedilmekten hiç hoşlanmazdı. İstediği her şey anında olmalıydı.
Kolay olan işleri onun adına yapmaktı. Peki, zor
olan neydi?
Nesrin dalıp gitmişken çalan telefonun sesiyle bu
düşüncelerinden sıyrıldı. Arayan Poyrazdı. “Anne
ödevimi evde unutmuşum onu hemen okula getirmen gerekiyor. Öğretmen ya
getirirsin ya da sınıfta kalırsın dedi.” Nesrin cevap vermedi. “Anne! Anne duymuyor musun? Oyalanmadan
hızlıca gel hemen. Senin yüzünden sınıfta kalacağım.” Nesrin duraksadı
artık doğru tepkiyi vermenin vakti gelmişti “Kal oğlum. Sınıfta kal. Belki böylece sorumluluk sahibi olmayı
öğrenirsin” dedi ve telefonu kapattı...
Yetiştirmek
istediğin her neyse; insan, bitki, hayvan, iyi bir çalışan… Net olmalısın.
Sorumluluğun çocuklardaki önemini çocuk yetiştirmenin zorluğunu anlatan çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilToz değmesin yorulmasın üzülmesin diye fanusta büyüttüğümüz Hiç sorumluluk yüklemediğimiz o çocuklar marifetsiz güçsüz ve nankör büyüyorlar. Böyle bir bireyde kendisine faydası olmadığı gibi annesine yük babasına yük topluma yük... Çocuğu yetiştirirken de doğru tepkiyi vermek ne kadar önemli...🌿🌼🌸
Günümüz anne ve çocuklarına yol gosterecek güzel bir yazı olmuş. Sorumluluk almak insanı guclendirir. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilNetlik oyunu bozar💪
YanıtlaSilTeşekkürler kaleminize sağlık 🌻🌻🌻
Bir çocuğu büyütmekle yetiştirmek aynı şey değil, mesele yetiştirmek ve hayata hazırlamak...
YanıtlaSil