ANDA KALMAK
Hayat tüm gürültüsüyle, hızla akıp giderken, kimi zaman içinde
kayboluruz. Kaybolduğumuz kargaşalarda kimi su gibi akan zamanı nasıl dolu
geçirebilirim derdine düşerken kimi kendini hayatın akışına bırakıp, anın tadını
çıkarmak ister. “Anı yaşa!” der ve hatta vücuduna yazdırır bunu.
Vücuda yazılan bu kelimeler, önünde sonunda yaşlanacak bir bedende ne anlam
ifade eder acaba.
Anda olmak, içinde bulunulan dakikaları kuralsızca yaşamak gibi algılanır. Kuralsızca yaşanılan her an daha yüksek keyif
verir gözüyle bakılır. Bunu da “Anı yaşa!” sloganı ile her yerde
ilan ederler. Hatta kimileri anı yaşamak için mesleğini, ailesini bir anda
bırakabilir. Önünü görmeden, kendi ahlaki değerlerini hiçe sayarak,
duygularının peşi sıra hiç düşünmeden yaşama kararı alabilir. Anın tadını çıkarmak
ve duygularını tatmin etmek için her tür ahlaksızlığı yapabilir. Tüm bunlar sonunda
pişmanlık duyup utanacağı şeyler yapmasına neden olabilir.
İnsan andaki duyguları yaşamaya odaklanınca düşünerek hareket
edemez olur. Bunun bana faydası var mı yok mu sormadan isteklerinin peşi sıra
gitmeye başlar. İstediği o şey onu zarara mı, faydaya mı götürüyor anlamadan.
Hani derler ya, “Yüreğinin götürdüğü yere git.” Bu da normalleştirilen
ve anı yaşayanların sıkça kullandığı cümle kalıplarından biri. Anı yaşayıp,
isteklerin peşi sıra gitmesi, yüreğinin götürdüğü yere gitmesi… Peki, bu yol
nereye gider? Evli bir insan düşünelim, iş seyahatine çıkmış ve çok bunalmış, “Ben
de insanım hep iş hep iş, duygularımı yaşamak ve anın tadını çıkarmak istiyorum.” dese. Sonra da karşısına çıkan
kişiyle hissettiği duyguların peşi sıra yasak bir ilişki yaşasa… Biz yasak
ilişki deriz buna ama anı yaşayan insan için bu hiç öyle olmayabilir. Hatta o
yüreğinin sesini dinlemiş, çok güzel bir gece geçirmiştir. Güzel bir gece ne
demek? Böyle bir gece gerçekten güzel olabilir mi? Ya da gerçek güzel nasıl
olur?
Gerçek güzel önünde acı vardır. Sonunda hem fayda hem de güzelliğe ulaşılır.
Sahte güzel ise başta çok güzel, keyif verici görünür, anlık
olarak ama sonu çirkin ve zarar vericidir…
İşte duygularını anda yaşayan kişi anda kalınca başta kendine
keyif veren şeylere takılır. Onu heyecanlandıracak şeylerin peşinden gider.
Nihayetinde ise zarar görür ve doğru kararlar veremez.
Oysa doğru kararlar vermesi için bilincini çalıştırması gerekir
duygularını değil…
Bilinç ise anda değil geçmiş ve gelecek arasındadır. Andaki
duygulardan çıkıp geçmiş gelecek arasında sorular sorduğunda çalışır…
Ve aslında insan her an bir karar verir. Ya anı yaşar, duyguları
ona yön verir ya da andan çıkar, geçmiş ve gelecek arasında düşünerek andaki
duygularına yön verir. İşte andaki duygulara yön verecek bilinçte biri
olduğunda insan ne olur? Anın gerçekten hakkını vermiş olur.
Peki, insan andaki duygularına nasıl yön verebilir? Tabi ki bulunduğu
anın içinde kendine sorular sorarak…
·
Şu anda
ne yaşıyorum?
·
Olay
ne?
·
Neler
hissediyorum?
·
Neden
bu tepkiyi verdim?
·
Geçmişte
de benzer bir şeyle karşılaşmış mıydım?
·
Yarın
olsa ne yaparım?
İşte insan sorular sordukça andaki
duygu yoğunluğundan çıkıp olayları daha gerçekçi görebilir. Yüreği tatilde
olmak isteyen ve bunun heyecanı ile tutuşan biri, iş yerinde can sıkıcı bir
olay yaşadığında işine konsantre olması pek mümkün olmaz. O an gelen bir
dosyada önemli bir detayı atlayabilir. Çünkü artık orada değildir, çünkü sadece
duygularındadır. İnsanların anı yaşamak dediği şey aslında kendi duygusal
yoğunluklarını yaşamaktır ama anın hakkını vermek değildir. Evde çocuğumla
ilgilenmek gerekirken iş yerindeki bir mevzu için sosyal medyada yazışmak ve bundan
keyif almaya çalışmak gibi. Bu kişi duygularını yaşar ama anın hakkını
gerçekten vermez.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Olduğun yerde ol.”
Bulunduğun zamanın ve mekânın hakkını ver.
Yaşadığımız dakikaları çepeçevre kavrayabilmek, yaşamı daha
kaliteli hale getirir. Gerçekten
anda kalabilmek ümidiyle…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar.
Gerçek güzel önünde acı vardır. Sonunda hem fayda hem de güzelliğe ulaşılır.
YanıtlaSilAnı yaşamaktan ne kadar da yanlış şeyler anlıyoruz 😔
YanıtlaSilÇok güzel anlatmış anı yaşamak ile anın hakkını vermek. Karışmamalı.
YanıtlaSilOlduğun yerde ol !!!
YanıtlaSil