Ne Verirsen Elinle O da Gelir Seninle!

NE VERİRSEN ELİNLE O DA GELİR SENİNLE!

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Elif eline aldığı bohçaya dolu dolu gözlerle baktı. Sonra yavaşça düğümünün ucundan çekti ve bohça açıldı. Her defasında nasıl oluyor da bir düğüm bu kadar kolay açılıyordu?

Annesi paketin içinde ne olursa olsun, her zaman her şeyi çıkın yapardı. Göndereceği eşyaları sanki bir bebek gibi bohçalayıp sarmazsa güvende hissetmezdi. Otobüsten inerken, koca bir kolinin, rengârenk bir bohça içinde olduğunu görürseniz bilin ki o Elif’in annesinden geliyordur.

Neden bu kadar çok çıkın yapardı? Çünkü Elif’in annesi Hatice Hanım sevdiklerini her zaman ikramlayan, el emeği göz nuru şeyler gönderen biriydi. İşte bu bohça da onun kendine has bir stiliydi. Bohçanın olmazsa olmazı ise hiç zorlanmadan sevenlerine açılmasıydı.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Ne koymazdı ki o çıkınlara? Bazen turşu bidonu, bazen pul biber, bazen kurutulmuş nane, bamya ya da fasulye. Çocukluğundan beri, Elif anacığının çıkın yapmasını seyretmişti. Bazen amcalarına, amca çocuklarına, bazen dayı ve teyzelerine ve teyze çocuklarına giderdi renkli bohçalar.

Hatice Hanım’ın hayatı güneşin doğuşuyla başlardı. Toprak bereketi ”der, “Ben vermezsem toprak da bana vermez.” diyerek sevdiğiyle şakalaşır gibi toprakla halleşirdi. Onu çapalar, eker, ağaçlarıyla konuşur, ektiği bitkilerin yapraklarını, kızının saçlarını okşar gibi okşardı. O kadar temiz bakardı ki sebzelerine, ektiği toprakta yabani otlara hayat yoktu. Domateslerin, fasulyelerin etrafı evi gibi tertemizdi.

Eskiden herkes yiyeceği sebzeyi kendi bahçesinde yetiştirirdi. Şimdi artık neredeyse herkes marketlerden hazır alıyordu. Köylünün eskiden bağı bahçesi, inekleri keçileri olurdu. Şimdi köyler şehir yerinden beterdi. Kutu süt içen, somun ekmek yiyen, yumurtayı bakkaldan alan insanlara dönüştüler ama Hatice Hanım öyle değildi. O hala “eski toprak” bir anaydı. Hala ekip biçiyor ve sevdikleriyle paylaşmaya devam ediyordu. Salça zamanı salça, turşu zamanı turşu, kurutmalık zamanı kurutmalık yapardı. Toprağında biten her şeyi değerlendirir, hiçbir şeyi ziyan etmezdi.

Peki ya meyve ağaçları? Onlar da nasibini alır, toprak ananın bereketli elleriyle işlenirdi. Bir sürü ayva ağaçları vardı. Dolayısıyla hasat zamanı, eşe dosta kasalarla ayvalar dağıtılırdı. Kenarı çürümüş ayvalar ise temizlenir, reçel ve tatlı yapılırdı. Çünkü nimet israf edilmezdi. Elif önceleri bunu anlayamazdı. “O kadar çok ayva varken neden çürüklerle uğraşıyorsun? Onları at, sağlam olanlarla yapsana anacığım!” derdi ama zamanla anladı ki bu kadar çok ayva olmasının sebebi çürük olanları israf etmemesindendi.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir. Toprağın ihtiyacını giderdikçe toprak da bizim ihtiyacımızı görür. Bu hayatta nimetler verdikçe, paylaşıldıkça çoğalır, bereketlenir.

Olaylara dışarıdan baktığımızda, Hatice Hanım’ın şanslı olduğunu düşünebiliriz. Oh ne güzel! Cennet gibi bahçede yaşıyor hatun. Nasılsa çok, bu kadar sebze meyveyi bol keseden dağıtıyor diye düşünebiliriz. Oysa Hatice Hanım aza hürmet edip tek bir meyvenin bile kıymetini bilen bir insandı. Bu nedenle de eli bereketliydi. Aza hürmet ettikçe de malı mülkü çoğalmıştı.

Bir gün Hatice Hanım’ın kayınvalidesi kendisine demişti ki: “Kızım bu verdiklerinle şimdiye bir ev yapmıştın!” Hatice o genç yaşında yüksek bir bilinçle kayınvalidesine, “E yaptım ya zaten anam.” deyivermesin mi? Yaşlı kadın duyunca çok şaşırmıştı ve “Hani nerede?” diye sordu. Hatice de muzip muzip gülümseyip İnşALLAH cennette. dedi.  Bunu duyan koca kadın söylediğine utanmıştı.

Hatice vermekle eksilmeyeceğini, bereketleneceğini bilirdi. Maksadı anasını utandırmak değildi ama bilirdi ki:

 “Ne verirsen elinle, o da gelir seninle...” 




 Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar. 


“Kim Kimdir?”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi “ programlarıyla mutlu ve başarılı olmanın yöntemlerini aktarır.

“Keşfedilmemiş tek şey: Daha iyisidir.”

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Ne güzel anlatılmış bir yazı. Cömert olmak ve bunu güzel bir stille yapmak bizlere de nasip olsun inşAllah. Kaleminize sağlık 🎀

    YanıtlaSil
  2. Her seçim bir vazgeçmiştir. Fayda ve doğru için vazgeçebilenlerden olalım inşALLAH

    YanıtlaSil
  3. Ne verirsen elinle oda gelir seninle ..
    ne güzel samimi bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Anadolu'nun bereketi

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık …
    Ne güzel hoş bir yazı olmuş. Hayat bedel ve karşılığı üzerine kurulmuştur. Ne verirsen elinle o gelir seninle 🌺

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık🌸 bu hayatta verenlerin kazancı ahirette ve en güzel verme stili, ihtiyaç görenlerden olmak dileğiyle ✨

    YanıtlaSil
  7. Hayırda yaptığımız tüm isler cennetimize vesile olsun...

    YanıtlaSil
  8. Hiç bir bedel karşılıksız kalmaz
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel bir hatırlatma olmuş bizlere teşekkür ederiz…

    YanıtlaSil
  11. Kaleminize sağlık böyle yazılar insanı motive ediyor❣️

    YanıtlaSil
  12. İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.

    YanıtlaSil
  13. Vermeyi hak edebilmek ne güzel bir hak ediş. Samimi bir yazı olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  14. Vermeyle eksilmez, ihtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir, ne kadar tutarlı, teşekkürler

    YanıtlaSil
  15. Hiç bir çabanın boşa gitmediğini bize en güzel doğa anlatiyor.Anlayabilmek duasıyla...

    YanıtlaSil
  16. Paylaşıldıkça çoğalır 🌸🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Düşünceleriniz bizim için çok kıymetli