ROLÜNÜN HAKKI VER
Güneşin
doğuşunu yine hayranlıkla izlediği bir sabahtı. Kara bulutların ardından, aydınlığın geleceğini ispatlar gibiydi güneş. Rolünün
hakkını ne de güzel veriyordu. Doğarken adım adım, batarken adım adımdı.
Ne çok uzakta ne de çok yakındaydı. Tam
da olması gereken yerde ve olması gereken miktardaydı. Kıvamındaydı…
Gün
doğarken evinde hareketlilik başlamıştı. Ev halkını uyandırma zamanı gelmişti.
Asya, çayı demleyip, kahvaltıyı hazırladı. Eşini, çocukları öpe koklaya
uyandırdı. Çocuklar okul kıyafetlerini giydi ve yataklar toplandı. Kahvaltı
sonrası herkes gideceği yerlere yani işe ve okula dağıldılar. Kim bilir gün
içinde neler yaşayacaklardı.
Herkes
gittikten sonra evi düzene sokmuş, kendi de işe varmıştı Asya. Her zamanki gibi
zamanında gelmiş masasını düzenleyip hemen işe koyulmuştu. Masaya oturduğunda
iş arkadaşı yeni bir evrak getirmişti önüne. Tam işe koyulurken aklına geçen
seferki mesele gelmişti. Geçtiğimiz günlerde yanlış evrak düzenlediği için çok
canı sıkılmıştı. Patron teselli etse de o kendini affedememişti. Bütün gün
suratı asık dolaşmıştı. İşinin hakkını veremediğini düşünerek kendine fazlasıyla
yüklenmişti. Şimdi olanları düşününce belki o evrak çok önemli değildi ve yenilenebilir
bir şeydi ama hissettiği kaygıyı çok önemsiyordu. İçinde sürekli daha iyisine
ulaşmayla ilgili bir açlığı vardı. Çünkü insanın her zaman öğrenebileceği bir
şeyler olduğunun farkındaydı. Öğrenmenin sonu yoktu bu hayatta. O zaman kaygısı
çok normaldi belki de sadece yanlış yerlerde kaygılanıyordu. İnsanların,
kendisi ile ilgili iş konusundaki takıntılarına hak veriyordu ama daha iyisi
için mücadele konusunda, netti.
Sonra
gözünün önüne, sabahki güneşin doğuşu geldi. Nasıl kıvamında bir hızda ve
miktardaydı. Kendinde eksik olan buydu. Rolünün hakkını vermeye
çalışırken kıvamı kaçırıyordu. Kıvamı kaçırınca da bir süre sonra iş
gerçekliğinden sapıyordu. Doğru bir işi, yanlış yapar hale gelebiliyordu.
Evet,
kıvamı kaçırmaya uygun bir yapısı vardı Asya’nın. Normalde çay içmeyi sevmezdi
mesela ama aileyle birlikte geçen vakitlerde çayı alışkanlık haline getirmişti.
Hatta öyle alışmıştı ki misafirlik, aile ortamı çaysız olmaz hale gelmişti onun
için. Sonra iş yerinde hatta her yerde çay, kahve olmadan yapamaz hale
gelmişti. Doğru bir şey de olsa kıvamı kaçırmıştı yine…
Kendini
sabahki güneşin tepkilerinden çok uzakta ve aşırılıkta hissediyordu. Oysa
gerçeklikte, güneşin doğuşundaki gibi kıvam vardı. Kendi de hayatında girdiği
her yerde rolünün hakkını vermek için çırpınıyor ama aşırılaşıyordu. Ya
yetemiyor ya yanlış yerlere akıtıyordu enerjisini. Daha iyisi olmak istese de çoğu
kez bir istediğine ulaşamıyordu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Daha iyi bir sonuç istiyorsan bedel öde ve hadlerini artır. Bunu
yaparken de kıvamda tut.
Daha iyi olmayı istemek yanlış bir şey değildi. Çay içmek gibi… Ama Asya güneş gibi değildi.
Adım adım hareket edemiyordu. Bir şeyi yaptı mı çok hızlı konuşuyor, çok hızlı
hareket ediyordu. Ya da insanlarla mesafesinin uygun olan miktarını
ayarlayamıyordu. Güneş gibi tam da ihtiyacı olan mesafesinde kalamıyordu
insanların. Yardım edeyim derken birilerinin yapması gereken işi kendi yapıyor
ve o zaman da kendi işlerini ihmal etmiş olabiliyordu.
Her gün
tekrarlayan problemin çözümü neredeydi? Tabii ki her gün bıkmadan çözüm sunmaya
çalışan güneşin doğuşunda ve batışında.
Çünkü ihtiyacı olan kıvamdı ve kıvam da ancak gerçeklikteydi…
Rolünün hakkını ver… çok güzel ve anlamlı bir cümle. Ne kadar hakkını veriyoruz? İlk bunu düşündüm. Önem sırlaması ile değerlendirmeye başladım. ALLAH razı olsun
YanıtlaSilKıvamı kaçırdığımız yerleri irdelemek niyetiyle, teşekkürler
YanıtlaSilÇok çok anlamlı bi yazı tesekkurler. Güneş gibi kivamiinda olmayı sakinliği ne güzel anlatmışsınız. Okurken bile insana dinginlik gelmeye başlıyor. Teşekkürler
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilİnsan doğru şeyler yaptığında miktarını artırdığında daha iyi sonuçlar elde edeceğini sanıyor.
Oysa ki aşırılığa giden , kıvamını bozan her şey zararlarıdır.
Rolünün hakkını vermeye çalışanlardan olmak temennisiyle, teşekkürler
YanıtlaSilkaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. umarın bu hayatta kıvamı yakalayanlardan oluruz🤍
YanıtlaSilHayatın her alanında dengeye gelebilmemiz ve kıvamı tutturabilmemiz için öyküler geliyor, farkında mıyız?
YanıtlaSilHayatta her şeyde bir kıvam var, kıvamı bozulunca da bozuluyor. kaleminize sağlık tekrar hatırlattınız, teşekkürler 🌸🌸
YanıtlaSil