KIR İNSÜLİN DİRENCİNİ-2
Saat gelmişti… Öğlen iki üç gibi tahlillerin çıkacağı söylenmişti. “Doktorun odasına doğru ilerlesem mi acaba müsait midir?” diye düşünürken birden ekranda isminin yandığını gördü. Bütün gün beklemenin yorgunluğundan sonra yüzünde bir tebessümle içeri girdi.
Koridora çıktığında kızını orada beklerken gördü Yaşar Hoca. Kızı hemen yanına geldi.
Akşam trafiği nedeniyle uzun süren yolun sonunda eve varmışlardı. Yolda her şeyi detaylarıyla öğrenen Hande hemen mutfağa geçmişti. Annesini biliyordu yine börekler, tatlılar döktürmüştür diye önden konuşmak istedi onunla. Anne Gülseren Hanım da aynen öyle yapmıştı. Onlar gecikince boş durmayıp deyip mutfağa girmiş ve döktürmüştü. Kızını görünce şaşırdı.
Yaşar Bey üstünü değiştirip elini yüzünü yıkadıktan sonra yatağına uzanmıştı. Artık veda etmek zorunda kaldığı tatlılara mı, yoksa bedenine zulmettiğine mi üzülse bilemiyordu. Kafası çok karışmıştı. Hayatın tadını alamayacak gibi geliyordu o an. Ama düşünerek içinden çıkılacak bir şey de değildi. Kafasını dağıtsa iyi olacaktı. Yatağından kalkıp salona geçmişti. Sofra hiç fena görünmüyordu. O kadar sıkıcı değildi. Acıktığından mı neydi, sofradakileri tatlı gibi görüyordu o an. Oturup pilav, et ve salatayı bir güzel bitirdi.
Gülseren Hanım yemeğin üzerine çayla birlikte hazırladığı kurabiyelerden getirmek istese de kızından dolayı vazgeçti.
- Su içer misin bey?
- Olur, su içeyim.
İkisi de isteklerine hakim olup suyla yetinmeye çalıştı. Günler, haftalar böyle geçmiş ve Yaşar Bey perhizine istikrarlı bir şekilde devam etmiş, hatta yürüyüşe bile başlamıştı. Zamanla hem fiziken hem de ruhen çok değişmişti. Göbeği erimiş ve duruşu dikleşmişti. Hep şikâyet ettiği bel ve diz ağrıları bile azalmıştı. Yaşar bey halinden çok memnundu. Eskisi gibi kolay da sinirlenmiyordu, daha tahammüllü biri olmuştu. Gülseren Hanım da bundan çok memnun kalmıştı. Bazen gelen misafirlere ikramda zorlansalar da perhizden hiç taviz vermediler. Misafire kek yerine kuru meyve veya kuruyemiş verdiler. Kendileri ile birlikte birçok akrabaya da model oldular.
Derken kontrol günü gelmişti. Yaşar Bey emeklerinin karşılığını alabilecek miydi acaba? Tahliller yapılmıştı ve sonuçlar söylenecekti.
- Yaşar hocam Maşallah tebrik ederim. Çok iyi yol almışsınız. Hem kolesterol hem şekerde bir düşme var.
- Hay Allah razı olsun doktor evladım. Çok şükür. Şekeri kesmek gerçekten çok iyi geldi. Kendimi de iyi hissettim çok gergin değilim eskisi gibi. Her gün bir saat yürüyorum daha da artırabilirim. Akşam atıştırmalarım olmadığı için sabah da dinç kalkıyorum. Kendimi daha tok hissetmem neden kaynaklanıyor peki? İnsülin direncimi kırmamdan mı sadece?
- Hem insülin direnciniz hem de leptin direncinizi kırmanızdan...
- Demek ki bir de leptin hormonumuz var yemeklerimizle ilgili. Ama bu sefer kendim araştırıp öğreneceğim. Varsa eğer Leptin direncimi de kıracağım inşallah.
-Kırarsınız hocam, insan vücudu toparlandıkça her seferinde başka bir kısmını düzeltiyor. Adım adım tüm vücudu onarıyor. Siz de sırası gelince onu da kırarsınız. Kendinize birden yüklenmeyin sadece.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Hayatta her şey adım adım olur. Bozulma da toparlanma da adım adım olur.
Sağlımız adına attığımız her adımla başka bir yerimiz daha toparlanmaya başlıyor. Yeter ki sağlıkta azimle devam edelim.
- Yaşar Hocam gel buyur otur şöyle, bakalım sonuçlarına. Şekerin de kolesterolün de yüksek çıkmış maalesef. Normalde ilaç verilmesi gereken sınırlara gelmiş. Ama ben önce perhiz yapıp biraz yürüyüşle görmek isterim.
- Doktor evladım o ilaçlara
hiç başlamayalım ne olur. Ben yemem, içmem yeter ki başlama onlara.
- Aç susuz kalarak olmaz
Yaşar Hocam, dikkat etmen gereken bazı hususlar
olacak. Üç beyaza dikkat edeceksin. Bunların rafineri olanlarından
uzak duracaksın özellikle.
- Neymiş
o üç beyaz?
- Beyaz un, beyaz toz şeker,
marketten aldığımız tuzlar.
- Eyvah, bu kadar ağır
olacağını düşünmemiştim be yavrum. Çaya şeker atmazsam yeter sanıyordum ben de.
Teyzenin katmerlerini yemeyeceğim yani. Ne kadar sürecek bu perhiz?
- Bunlar genel olarak zararlı
şeyler. Hep devam edecek gibi düşünün. Bunların
doğalını kullanabilirsiniz hayatınızda. Beyaz ekmek
yerine siyez veya tam buğday ekmeği. Market tuzu yerine kaya tuzu.
Toz şeker yerine çayınıza bal atıp yanında hurma yiyebilirsiniz. Tekrar
dönerseniz rafineri ürünlere, sıkıntılarınız ağır bir şeker hastalığına
kadar varabilir. Ayrıca bunlara ek olarak akşam geç saatlerde
atıştırma dahil yemek yemeyi kesiyoruz. Sekiz, dokuzdan sonra
bir şey yemeyelim.
- Ama gece fena oluyorum ben
yavrum. Akşam televizyon izlerken hele, canım çekiyor bir
şeyler.
- Sizi yemeğe yönlendiren
ortamlara dikkat edin. Akşam sekiz gibi lifli gıdalar yiyebilirsiniz zaten
rafineri yani işlenmiş un ve şekeri kesince açlığa dayanıklılığınız artacak
emin olun.
- Peki, madem üç beyaza
elveda diyor ve geceleri atıştırmayı kesiyorum. Bir dahaki kontrole
ne zaman geleyim.
- Üç ay sonra görüşelim
bir de unutmadan haftada üç dört gün 45 dakikalık yürüyüşler yapalım mutlaka
olur mu?
- Olur evladım. Ben çıkayım
sıradaki hasta girsin. İlginiz için teşekkür ederim. İyi çalışmalar.
- Size de geçmiş olsun
tekrar.
- Baba ancak halledebildim
işleri. Nasılsın bir şey çıktı mı?
- Teşhisin doğruymuş kızım
şeker, kolesterol fırlamış.
- Eee ilaç başladı mı
bari?
- Yok, yavrum ben
istemedim. Önce bir perhizle görelim istedik. Sonra
konuşuruz. Saat de baya oldu. Hadi gidelim sabahtan beri
açım ben zaten akşam geç saatlerde yemeyecekmişim artık.
- Ne kadar sessiz geldiniz,
hiç fark etmedim kızım. Ne oldu, bir şeyi var mı babanda? Acıkmıştır da
şimdi.
- Annecim ben de tam olarak
bunu konuşacaktım seninle. Artık babamın şeker hastalığı var, çok
dikkatli olmamız ve yediklerimize daha çok dikkat etmemiz gerekiyor.
- Nasıl yani ben dikkatsiz mi
yapıyorum yemekleri o kadar özeniyorum.
- Yok, annem, onu
demedim ben. Yani hamur işi, tatlı falan yemeyecek artık. Tuzuna varana
kadar doğal olacak. Ben hepsini ayarlayacağım şimdi. Sen babamın önüne
börek çıkarma sakın. Şu bulgur pilavı ve eti koyalım salatayla olur
mu? Hatta bugün sofrayı ben kurayım sen de dinlen biraz hadi.
- İyi bari… Uyarız
perhize kötü bir şey çıkmasın da.
Toparlanma da bozulma da adım adım olur… ne güzel hayatımızdan örnekler vererek anlatmışsınız 🌸
YanıtlaSilİçeriye aldıklarımız toparlandıkça vücudumuz da zamanla toparlanıyor. Benim babam da sağlıklı beslenmeye başladığında rengi değişmeye, yanakları parlamaya başlamıştı.
YanıtlaSilElinize sağlık🌸
Anda haz, fayda veren, toplamda acı, zarar verir. Anda zarar verseydi insanoğlu yanlışı yapmazdı zaten. O zamanda sınav olmazdı. O nedenle diyebiliriz ki sebepler değişmeden sonuçlar değişmez.
YanıtlaSil