Yavru Kuş Yuvadan Uçacak

 YAVRU KUŞ YUVADAN UÇACAK

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Güneş tüm sıcaklığıyla evi doldurmuştu. Meral, saatler önce, güneş doğmadan kalkmış ve işlerini toparlamıştı. Sabahları erkenden kalkmayı ve pencereleri ardına kadar açıp evini havalandırmayı severdi. “Sabahın bereketi” derdi annesi bu saatlere, ondan öğrenmişti. Güne erken başladığında gerçekten zamanı bereketlenirdi. Onca iş yapıp saate baktığında daha öğlen olduğunu gördü. Sıra her gün olduğu gibi oğlunu uyandırmaya gelmişti.

-         Muraat yavrum uyan hadi!

-         Anne ya, beş dakika daha…

-     Hadi oğlum her sabah aynı şey. Akşam yatmazsın sabah kalkmazsın.

-     Anne daha yirmi dakika uyuyabilirmişim, neden erken kaldırıyorsun!

-  Oğlum neresi erken öğlen oldu. Okula gitmeden kendine gel, kahvaltını yap, odanı topla.

- Anne bir kere ben kendimdeyim. Kahvaltımı okulda hallederim, odamı da gelince toplarım. Beni yirmi dakika sonra kaldır, diyerek yeniden yattı.

Murat, her akşam geç saatlere kadar bilgisayarın başında otururdu. Defalarca kalk dedikten sonra bu sefer de eline telefonunu alıyordu.  Gece yatmıyor, sabah da kalkmak bilmiyordu.

Büyütmek mi, Yetiştirmek mi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Meral, hayretle yorganı başına kadar çeken oğluna baktı gerçekten anlamıyordu. Kendi neredeyse günü yarılamıştı ama oğlu yirmi dakika bile erken kalkamıyordu. Kahvesini alıp balkona geçti. Bahçedeki ağaçlardan biri balkonlarına kadar uzanıyordu. Bir iki aydır ağaçta bir hareketlilik vardı. Bir kuş sürekli ağaca bir şeyler taşıyordu. Önceleri ne olduğunu anlamamıştı. Taşınan parçalar zamanla bir yuvaya dönüştü. Sonra daha az uçmaya başladı. Artık çok nadir yuvadan ayrılıyordu. O zaman kuşun kuluçkaya yattığını anladı Meral. Kahvesini alıp balkona çıktıkça kuşu ve çabalarını izlemek hoşuna gidiyordu. Doğrusu yumurtadan çıkacak yavruları da merak etmeye başlamıştı.  Birkaç hafta sonra beklenen yavrular yumurtadan çıkmışlardı. Dişi kuş bu sefer onlara yemek taşımaya başlamıştı. Seyrek tüyleri vardı ve hiç susmadan garip sesler çıkarıyorlardı. Yavaş yavaş büyümelerini izlemek belgesel tadındaydı. Bir süredir anneleri yavrulara yuvada kanat egzersizleri yaptırıyordu. Ufak ufak uçmayı öğreniyorlardı. Bugünse ilk uçuşlarına şahit olmuştu Meral. Dişi kuş sanki yavrularını hiç bırakmayacak gibi büyütmüştü. Oysa şimdi öğrenip, yetişip yuvadan teker teker uçup gitmişlerdi.

“Kuşlardan da ders alınabilirmiş.” dedi içinden. Dişi kuş nasıl da yavrularını yetiştirip hayata hazırlamıştı. Oysa kendi, oğlunun hayatını hep kolaylaştırmıştı. Ona kendi sorumluluklarını almayı öğretememişti. En büyük problemi ise “Hayır” diyememekti. Aldığı kararları bir türlü uygulayamıyordu. Tam bir şeye karar veriyor ama yine kıyamayıp vazgeçiyordu. “Ben okumadım o okusun, ben giymedim o giysin, benim olmadı onun olsun.” diye diye sadece büyüttüğünü ama yetiştiremediğini fark etti. Arkadaşlarıyla, akrabalarıyla kıyaslıyordu kendini. Onlar çocukları için o kadar çok şey yapıyorlardı ki yaptıkları hep az geliyordu. Belki de az değil çok gelmişti. Bu kadar fazla yapmamalıydı.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: İnsan sadece kendi hayatının başrol oyuncusudur.

Oysa o çocuğunun hayatında da hep başroldeydi. Fakat sadece yardımcı oyuncu olarak destek olmalıydı. Destek olacağı zamanlar çoktan geçiyordu. Yuvadan uçacağı zamanlar yaklaşıyordu. Artık yetki ve sorumluluklarını teslim etme vaktiydi.

O sırada birden içerden gelen sesle kendine geldi;

 “Annee! Bugün sınavım vardı saat kaç olmuş neden kaldırmadın benii! Pantolonum nerede, beyaz gömleğimi bulamıyorum!” diye bağırıyordu.

Meral bu sefer yerinden kalkmadı. Zor olacağını biliyordu ama bu yavrusunun iyiliği içindi. Yuvadan uçma vakti gelmeden yetişmesi gerekiyordu. Çünkü bir annenin çocuğuna yapacağı en iyi şey, “Onu hayata hazırlamaktır.”  kanatlanıp uçabilmesi için.

 


 Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar. 


“Kim Kimdir?”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi “ programlarıyla mutlu ve başarılı olmanın yöntemlerini aktarır.

“Keşfedilmemiş tek şey: Daha iyisidir.”

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Çok güzel bir yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel yazı olmuş… Hem problemi hem çözümü bir arada sunmuş. Elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  3. Her insan kendi hayatının, jendi öyküsünün başrolündedir. Anne, baba, arkadaş en fazla destek olabilir. Bir çocuk yürümeye başlatken emekler, düşer kalkar. Ama bu esnada kasları güçlenir. Aman çocuğum düştü, ben kaldırayım dediğimizde kadlanmasına da engel oluruz.

    YanıtlaSil
  4. Hayata hazırlayan olabilmek kıymetli olan...
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Kalemine sağlık. Biz anneliği çocuğun yükünü almak ona hizmetçi olmak zannetmişiz.. farkındalık için teşekkür.

    YanıtlaSil
  6. Evet inşaAllah biraz da olsa kuşlardan örnek alabiliriz

    YanıtlaSil
  7. yetiştirebilmek ne güzel. umarım yapabilenlerden oluruz

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık 🌹

    Yetiştirmek bir insanı onu gerçekten hayata hazırlamaktır , o olgunluğa ulaşabilmesi için gerektiğinde “Hayır !” diyebilmektir.

    YanıtlaSil
  9. Yetiştiriyor muyuz yoksa büyütüyormuyuz…. Düşündüren ve yetiştirmeye teşvik eden bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Yetiştirdiğimiz insan kendini kıymetlendirir...bizde yetiştiren olarak kıymetleniriz...hani annelerimize ne kızmalarımız vardır...yıllar sonra derizki iyiki öğrenmişim...

    YanıtlaSil
  11. ne büyük konfor; kendi hayatının başrolü olmak. Ne büyük eziyet; başkasının hayatında başrol olmaya çalışmak...

    YanıtlaSil
  12. emegınıze saglık cok guzel guncel bır konuya değinilmiş

    YanıtlaSil
  13. İnsan hiç kuşunu yuvadan uçuracak gibi yetiştirmiyor....

    YanıtlaSil
  14. “Bir annenin çocuğuna yapacağı en iyi şey, “Onu hayata hazırlamaktır.” kanatlanıp uçabilmesi için.” Evet, günümüzde her ebeveynin yapması gereken ama çoğumuzun yapamadığı mesele… Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷

    YanıtlaSil
  15. Hatamizi biliyoruz da ordan nasıl donecegimizi bilemiyoruz bazen de bilsek de onu uygulamaya yüreğimiz yetmiyor.İşte o noktayi çok iyi anlatmis bir yazı..elinize sağlık..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Düşünceleriniz bizim için çok kıymetli