Gülümset ve Gülümse

GÜLÜMSET ve GÜLÜMSE

İnsanoğlu hep kendinden yanadır.

Hayattan beklentilerinde ve hayallerinde olduğu gibi

Nasıldır hayalleri?

Her gün, güneşi yüzüne vuran ve kuşların cıvıldadığı bir sabaha uyandığını hayal eder

Ya da günün devamında iyi haberler almayı,

Veya insanların onu takdir ettiği sahneleri,

Ve daha nice güzel şeyleri…

Sanki hayatta hiç aksi bir şey olamazmış gibi…

Her şeyin yıkıldığı anda bile şükredecek bir şeyin olduğunu,

Veya birinin tebessüm etmesine vesile olduğunda da yüzünün gülebileceğini düşünmez hiç.

Oysa bir sahnedeki başarı ve mutluluk, sahne arkasında yapıp edilenler ile kazanılır.

Öyleyse, gülümset ve gülümse…

 

İnsan bir şeylerin varlığında gülümser çoğu kez.

Kimi zaman bir annenin şefkatidir onu gülümseten,

Kimi zaman bir babanın koruması,

Kimi zamansa evladından veya eşinden aldıklarıdır.

Birileri onu gülümsetmek için elinden geleni yapmış ve o ise sadece gülümsemiştir.

Peki, sıra ona geldiğinde?

Yani gülümsetme sırası ona geldiğinde ne yapar insan?

Anne baba hasta veya ekonomik olarak kötü ise durumları

Ve eskisi gibi onu gülümsetebilecek durumda değilseler

Gülümseyen insan gider, şikayet eden gelir.

İşte insanın en çok yanıldığı an burasıdır.

Şikayet etmeye başladığı şey aslında şifasıdır

Öyleyse gülümset ve gülümse…

İnsan mutluluğu yanlış yüzlerde aradığı gibi

Kıymeti de yanlış yerlerde arar,

Güzel bir yemek yemek kıymetlidir.

Ancak o yemeği yapan daha kıymetli.

O yemeği yapmakta harcanan emek çok daha kıymetli,

İnsanı gülümseten imkanlar kıymetlidir.

Ancak o imkanları verenler daha kıymetli.

İnsana konfor sağlayan maddiyatı kıymetlidir.

Ancak o işi yapacak mesleğe sahip olmak daha kıymetli.

O meslekten keyif almak çok daha kıymetli…

Öyleyse gülümset ve gülümse…

 

İnsan somut olana ve görünene bakar hep

Oysa görünmeyendedir hikmet

Yani göremediğimizde…

İnsanı gülümsetecek imkanları veren o kimselerin varlığı ve emeği  

Verdikleri şeylerden her zaman daha kıymetlidir.

Onları vermesine sebep olan ise en kıymetlidir

‘O’ vermeyi istemese, verileni verecek kişiyi çıkmazdı karşımıza

Çünkü “Veren, verdiğinden kıymetlidir”

Verileni veren,  verilenden

Vereni Veren ise hepsinden daha kıymetlidir…

Kıymet,  veren tarafta olmaktaysa eğer

Öyleyse gülümset ve gülümse…

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar.

“Kim Kimdir?”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi “ programlarıyla mutlu ve başarılı olmanın yöntemlerini aktarır.

“Keşfedilmemiş tek şey: Daha iyisidir.”

Yahya Hamurcu