PROBLEMİN ADRESİ
“Kahve yapayım mı size, ister misiniz?”
“Ne iyi olur kızım, haydi yapıver kahvelerimizi.”
Mutfağa gidip kahveleri yapmaya başladı Gülsüm. Yanına memleketten gelen incir
pestillerinden de koydu. Severdi kayınvalidesi
Nurgül Hanım tatlı bir şeyler yemeyi. Tatlı dilli, uyumlu, pozitif bir kadındı. Ama o akşam çok canı sıkılmıştı.
Babasıyla
ilgili dert yanarak rahatlamaya çalışıyordu.
“Nereden çıktı bu problemler yine.”
diye sesli düşünmüştü. Oğlu
da karşısında annesinin sesli düşüncelerine kulak veriyordu.
Her yerde olduğu gibi iş hayatında da inişli çıkışlı dönemler olmuştu. Hayat da hep böyle değil miydi zaten? Bazen ilişkilerimizde, bazen kazancımızda,
bazen de karşılaştığımız olaylarda… Bir dönem sıkıntı yaşıyorsak bir dönem bolluğumuz oluyordu. “Her zorlukla beraber bir
kolaylık var.” diyordu hayat. Ancak bu sefer durum
biraz farklıydı. Nurgül Hanım’ın tüm kızgınlığı eşineydi. Eşine ve son zamanlarda almış olduğu kararlara... Oğlunun gözünün içine bakıyor, şimdi ne olacağını
soruyordu.
“Hayatta tabi ki inişler çıkışlar olur. Daha önce de benzer şeyleri hep beraber yaşadık. Zorlandığımız dönemler elbette oldu ama bu sefer bir başka.
İnsan göz
göre göre aynı hatayı yapar mı? En çok da
buna kızıyorum. İşlerin böyle olacağı belliydi. Birçok firmanın küçülmeye gittiği bir dönemde bu kadar borç neden?
Üstelik hiçbirine ihtiyacımız yokken… Kimseye sormadan, danışmadan böylesi büyük bir riske girilir
mi?
Nurgül Hanım’ın oğlu sessizce annesini dinliyordu. Ne
söyleyebilirdi ki böyle bir durumda. İşlerin
iç yüzünü daha detaylı
biliyordu üstelik. Sürecin ne kadar zorlu geçeceğini tahmin edebiliyordu. Annesi sonuna
kadar haklıydı gerçekten. Ama babası yapmıştı
yapacağını işte gene.
“Zarar gibi görünen şeylerde de elbet bir hayır vardır.” diyebildi sadece ortamı rahatlatmak ve ümitvar olmak için.
Babası zor bir insandı ve aile şirketinde onun gibi biriyle çalışmak daha zordu. İnsanlardan akıl almayı sevmezdi. Sözde danışır, fikir alır ama yine de kendi bildiğini yapmak isterdi. Yaş aldıkça iyiden iyiye artmıştı
bunlar sanki. Onla çalışanlar
kendisini etkisiz eleman gibi hissediyordu. Kimse firma ile ilgili yorum yapamıyordu. Babası kararlarını
kimseye sormadığı gibi
artık kendi
bile düşünmeden
anlık isteklerine
göre davranmaya başlamıştı.
İhtiyacı olmadığı halde sırf daha fazlasını
kazanmak için yüklü bir borca girmişti.
Fırsat
gibi görünen her şeye
atlamaya başlamıştı. Tüm olanlardan ailedekilerin en son
haberi oluyordu. Son zamanlarda işlerin
içinden çıkamaz
hale gelmişti. Umduğu satışlar yapılmamış, her şey iyice zorlaşmıştı. Tüm bu yaşadıklarından ötürü gergin bir insan haline
dönüşmüştü. Henüz karşılaşacağı şeylerin işaretlerini de göremeyecek durumdaydı. Hal böyle olunca yanlış yanlışı doğurmuş, işler sarpa sarmıştı.
Kimseye danışmıyor olmak isteklerini denetimsizce
yapar hale gelmesine neden olmuştu.
Adeta isteklerinin esiri olmuştu.
Ve artık başına gelecek problemleri öngöremez hale
gelmişti. Başına gelenler sadece kendini değil adına karar verdiği tüm insanları da etkiliyordu. Bu da ailesi ile
sorunlar yaşamasına neden olmuştu. Adına karar verdiği insanların hepsi ona kızgındı.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “İstek neredeyse problem oradadır. “
İnsan ihtiyaçları olan bir canlıdır.
Bunları elde
etmek için çalışır ve
çabalar. Hayatın doğal akışı da böyledir. Ama insan bazen
istekleriyle ihtiyaçlarını karıştırır. Hatta öyle bir hale gelir ki
isteklerini ihtiyacı
zanneder. Bu nedenle zihni de gerçekten ihtiyacıymış gibi mantık uydurmaya başlar. Bir konudaki isteği çok arttığında heyecanla iç içe geçer insan. Sadece elde etmeye
odaklanır, fayda veya zarar denetimi yapamaz. Duyguları aktifleştiği için yanlış kararlar alır ve doğru tepkiler veremez. Bu da tüm ilişkilerini bozar.
Bazı istekler ilişkileri güzelleştirir nihayetinde…
Bazı istekler ise ilişkileri yıkar nihayetinde…
İsteklerimiz, problemlerimizin adresidir aslında.
Yani insan problemlerine bakarak yanlış olan neyi istedi ya da neyi çok istedi de bu oldu kolaylıkla anlayabilir…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar.
Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. '' İsteklerimiz, problemlerimizin adresidir'' tekrar bir bir bakalım gerçekten isteğim mi ihtiyacım mı?
YanıtlaSilİnsan çözümü hep dışarda arıyor ama asıl çözümü getirecek olan problemin kendisi
YanıtlaSil