Mucize

 MUCİZE

Bir mucize gerçekleşmek üzereydi Leyla’nın hayatında. Hiç olmadığı kadar mutlu ve heyecanlıydı. Mutfaktan güzel kokular, bahçeden hazırlık sesleri geliyordu. Her yer ışıl ışıldı. Leyla, bir bahçeye çıkıp bir mutfağa girerek “Her şey yolunda mı” diye soruyordu. Beklenen o gün gelip çatmıştı. Liseden beri âşık olduğu Kerem ile sonunda nişanlanıyorlardı. Hem de tam Leyla, Kerem’in ona bakmayacağını kabullenmişken…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Hazırlıklar tamamlanmıştı. Her şey Leyla’nın hayallerindeki gibiydi. Odasına çıktı, elbisesini giyindi. Aynanın karşısına geçtikten sonra takılarını taktı ve kendine gülümsedi. “Nihayet Mucize gerçekleşiyor.” dedi. “Hem de ne mucize!“

Aynı Leyla gibi insanlar mucizeler bekler. Herkesin gerçekleşmesini istediği mucize farklıdır: Bir mucize olsa o da beni sevse. Keşke bir mucize olsa da o evi alabilsem. Bir uyansam ve bütün sıkıntılarım gitmiş olsa… Bazen de insan mucize olarak yerden yeşillik, kabak, soğan bitsin ister. İsteğine ulaşma ihtimali azaldıkça mucize beklentisi artar insanın. Ve umudunu kaybettiği yerde açılan yeni bir kapıyı mucize adleder.

Oysa en büyük mucize yanı başımızdaki insan bedeni değil mi? O nasıl akıl almaz bir sistem böyle? İnsanın varlığı için neye ihtiyacı varsa, her şey düşünülmüş. Görmek için göze ve ışığa, duymak için kulağa ve seslere, koklamak için buruna ve kokulara, yemek için dile ve tatlara… Sindirmek için dişlere, mideye ve bağırsaklara ihtiyaç var… Ve anne karnındayken oluşan ilk organ olan kalbe, kana ve o kanın da pompalanmasına. Saymakla bitmez ki vücuttaki mucizeler. Ya o damarlar, kemikler… O kalp ortalama olarak dakikada yetmiş, günde yüz dört bin ve yılda otuz sekiz milyon kez kasılıyor. Vücuda dakikada yaklaşık beş buçuk litre kan pompalıyor. Bu da günde sekiz ton, yılda üç bin ton, seksen yılda ise iki yüz kırk bin ton anlamına gelir. Peki, bu mucize değil de nedir?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Gözleri görmeseydi ne yapardı insan hiç düşündük mü? Sabah doğan ilk ışığı görmese… Kuşu, denizi, dağları, çiçeği, bembeyaz yağan karı ve yağmuru… Kulaklar duymasa ne olurdu hayat? Sabah uyandıran kuşların tatlı cıvıltısını ve evladının ilk anne demesini nasıl bilecekti insan? Duymadan konuşamazdı da üstelik. Algılamadığı için aktaramayacaktı çünkü. Nağmeleri, ezgileri, güzel şarkıları, tatlı iltifatları ve bazen de öğüt veren uyarıları, yanlıştan dön çağrılarını… Peki ya burun olmasaydı nelerden mahrum kalırdı insan? Annesinin pişirdiği havuçlu, tarçınlı kekin ve pembe bir gülün o baygın mis kokusunu alabilir miydi?

Doğru ya, mucize neydi? Leyla’nın Kerem ile nişanlanıyor olması mı? Yoksa bütün bu ihtiyaçları insana sorulmadan karşılanması mı?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “Bakmakla görmek aynı şey değildir.”

Peki, bakmak ile görmek arasındaki fark nedir?

İnsan gözüyle bakar ancak görebilirse mucizeyi fark eder. Görmek için de zihniyle düşünüp, irdeleyip, anlamını kavraması gerekir. Bir çiçeğe bakmak yetmez. Önce bir arının nasıl bir çiçekten diğerine yol alırken döllenmeyi sağladığını fark etmek ve üzerinde düşünmek gerekir. Sonra oluşan tohumun nasıl bir çiçeğe dönüştüğünü anlamak… Nasıl bu kadar güzel ve farklı renkte olduklarını anlamak… Neden ve nasıl bu kadar güzel koktuklarını anlamak… Anlamak içinde önce merak etmek…

Gerçekten görebilene tüm kainat ne büyük bir mucize.



Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insana hayat yolunda ihtiyacı olan tüm bilgileri veren gerçeklik ilmidir. Deneyimlerden yola çıkarak ulaştığı gerçek bilgilerle insanın geleceğini tasarlaması için stratejiler üretir. Problemlerini nasıl çözebileceğine dair gerçek yöntemler sunar. 


“Kim Kimdir?”, “İlişkide Ustalık”“Başarı Psikolojisi” programlarıyla mutlu ve başarılı olmanın yöntemlerini aktarır.

“Keşfedilmemiş tek şey: Daha iyisidir.”

Yahya Hamurcu 

Yorumlar

  1. Mucize yaratılanın yapamadığı şeydir 🌸🌸

    YanıtlaSil
  2. İnsan gözüyle bakar ancak görebilirse mucizeyi fark eder. Görmek için de zihniyle düşünüp, irdeleyip, anlamını kavraması gerekir. Gerçeği görüp hakkıyla irdeleyebilmemiz dileğiyle...

    YanıtlaSil
  3. Şükürler olsun, şükrümüz daim olsun

    YanıtlaSil
  4. İnsan her bir görünenin şükrünü yaptığında aslında görünmeyenin de şükrünü yapabilecek hak edişi olacaktı .

    YanıtlaSil
  5. Mucizenin kendisi olan insanoğlu mucizeyi çok uzaklarda arıyor. Oysa, her şey doğal akışında da bir mucizeydi...

    YanıtlaSil
  6. İnsan gözünün önündekini göremeyip neden mucizeyi başka yerde arar ki? Çok şükür 🌹

    Emeğinize sağlık mucizeyi fark ettirdiğiniz için…

    YanıtlaSil
  7. Mucizeyi göremeyen insan mucize istemeye devam eder..

    YanıtlaSil
  8. Doğru algılayıp,irdeleyenlerden olabilmek dileğiyle..

    YanıtlaSil
  9. Kaleminize saglik.. Ne güzel bir hatırlatma oldu♥️

    YanıtlaSil
  10. ''Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: 'Bakmakla görmek aynı şey değildir.' Gerçekten görebilene tüm kainat ne büyük bir mucize…''
    Ne güzel demiş Deneyimsel Tasarım Öğretisi, ne güzel yazmışsınız Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. Bu arada Leyla ve Kerem çiftimize de hayırlısı olsun:):)

    YanıtlaSil
  11. Gerçekten görebilene tüm kainat ne büyük bir mucize...

    YanıtlaSil
  12. İnsan gözüyle bakar ancak görebilirse mucizeyi fark eder. Görmek için de zihniyle düşünüp, irdeleyip, anlamını kavraması gerekir.👏👏🌺

    YanıtlaSil
  13. Gerçekten görebilene tüm kainat bir mucize....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Düşünceleriniz bizim için çok kıymetli