MUCİZE
Bir mucize
gerçekleşmek üzereydi Leyla’nın hayatında. Hiç olmadığı kadar mutlu ve
heyecanlıydı. Mutfaktan güzel kokular, bahçeden hazırlık sesleri geliyordu. Her
yer ışıl ışıldı. Leyla, bir bahçeye çıkıp bir mutfağa girerek “Her şey yolunda
mı” diye soruyordu. Beklenen o gün gelip çatmıştı. Liseden beri âşık olduğu
Kerem ile sonunda nişanlanıyorlardı. Hem de tam Leyla, Kerem’in ona
bakmayacağını kabullenmişken…
Aynı Leyla gibi insanlar mucizeler bekler. Herkesin gerçekleşmesini istediği mucize farklıdır: Bir mucize olsa o da beni sevse. Keşke bir mucize olsa da o evi alabilsem. Bir uyansam ve bütün sıkıntılarım gitmiş olsa… Bazen de insan mucize olarak yerden yeşillik, kabak, soğan bitsin ister. İsteğine ulaşma ihtimali azaldıkça mucize beklentisi artar insanın. Ve umudunu kaybettiği yerde açılan yeni bir kapıyı mucize adleder.
Oysa en büyük mucize yanı başımızdaki insan bedeni değil mi? O nasıl akıl almaz bir sistem böyle? İnsanın varlığı için neye ihtiyacı varsa, her şey düşünülmüş. Görmek için göze ve ışığa, duymak için kulağa ve seslere, koklamak için buruna ve kokulara, yemek için dile ve tatlara… Sindirmek için dişlere, mideye ve bağırsaklara ihtiyaç var… Ve anne karnındayken oluşan ilk organ olan kalbe, kana ve o kanın da pompalanmasına. Saymakla bitmez ki vücuttaki mucizeler. Ya o damarlar, kemikler… O kalp ortalama olarak dakikada yetmiş, günde yüz dört bin ve yılda otuz sekiz milyon kez kasılıyor. Vücuda dakikada yaklaşık beş buçuk litre kan pompalıyor. Bu da günde sekiz ton, yılda üç bin ton, seksen yılda ise iki yüz kırk bin ton anlamına gelir. Peki, bu mucize değil de nedir?
Gözleri görmeseydi ne yapardı insan hiç düşündük mü? Sabah doğan ilk ışığı görmese… Kuşu, denizi, dağları, çiçeği, bembeyaz yağan karı ve yağmuru… Kulaklar duymasa ne olurdu hayat? Sabah uyandıran kuşların tatlı cıvıltısını ve evladının ilk anne demesini nasıl bilecekti insan? Duymadan konuşamazdı da üstelik. Algılamadığı için aktaramayacaktı çünkü. Nağmeleri, ezgileri, güzel şarkıları, tatlı iltifatları ve bazen de öğüt veren uyarıları, yanlıştan dön çağrılarını… Peki ya burun olmasaydı nelerden mahrum kalırdı insan? Annesinin pişirdiği havuçlu, tarçınlı kekin ve pembe bir gülün o baygın mis kokusunu alabilir miydi?
Doğru ya, mucize neydi? Leyla’nın Kerem ile nişanlanıyor olması mı? Yoksa bütün bu ihtiyaçları insana sorulmadan karşılanması mı?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “Bakmakla görmek aynı şey değildir.”
Peki, bakmak ile görmek arasındaki fark nedir?
İnsan gözüyle bakar ancak görebilirse mucizeyi fark eder. Görmek için de zihniyle düşünüp, irdeleyip, anlamını kavraması gerekir. Bir çiçeğe bakmak yetmez. Önce bir arının nasıl bir çiçekten diğerine yol alırken döllenmeyi sağladığını fark etmek ve üzerinde düşünmek gerekir. Sonra oluşan tohumun nasıl bir çiçeğe dönüştüğünü anlamak… Nasıl bu kadar güzel ve farklı renkte olduklarını anlamak… Neden ve nasıl bu kadar güzel koktuklarını anlamak… Anlamak içinde önce merak etmek…
Gerçekten görebilene tüm kainat ne büyük bir mucize.
Mucize yaratılanın yapamadığı şeydir 🌸🌸
YanıtlaSilİnsan gözüyle bakar ancak görebilirse mucizeyi fark eder. Görmek için de zihniyle düşünüp, irdeleyip, anlamını kavraması gerekir. Gerçeği görüp hakkıyla irdeleyebilmemiz dileğiyle...
YanıtlaSilŞükürler olsun, şükrümüz daim olsun
YanıtlaSilİnsan her bir görünenin şükrünü yaptığında aslında görünmeyenin de şükrünü yapabilecek hak edişi olacaktı .
YanıtlaSilMucizenin kendisi olan insanoğlu mucizeyi çok uzaklarda arıyor. Oysa, her şey doğal akışında da bir mucizeydi...
YanıtlaSilİnsan gözünün önündekini göremeyip neden mucizeyi başka yerde arar ki? Çok şükür 🌹
YanıtlaSilEmeğinize sağlık mucizeyi fark ettirdiğiniz için…
Mucizeyi göremeyen insan mucize istemeye devam eder..
YanıtlaSilDoğru algılayıp,irdeleyenlerden olabilmek dileğiyle..
YanıtlaSilKaleminize saglik.. Ne güzel bir hatırlatma oldu♥️
YanıtlaSil''Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: 'Bakmakla görmek aynı şey değildir.' Gerçekten görebilene tüm kainat ne büyük bir mucize…''
YanıtlaSilNe güzel demiş Deneyimsel Tasarım Öğretisi, ne güzel yazmışsınız Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. Bu arada Leyla ve Kerem çiftimize de hayırlısı olsun:):)
Gerçekten görebilene tüm kainat ne büyük bir mucize...
YanıtlaSilİnsan gözüyle bakar ancak görebilirse mucizeyi fark eder. Görmek için de zihniyle düşünüp, irdeleyip, anlamını kavraması gerekir.👏👏🌺
YanıtlaSilGerçekten görebilene tüm kainat bir mucize....
YanıtlaSil