FARKLIYIM FARKLISIN FARKLI
Ali parka girer girmez
kaydıraktan kaymaya başladı. Sonra da biraz ileride oyun oynayan çocukların
arasına karışıverdi. Ablası Gönül ise dakikalardır bankta oturuyordu. Hangisine
bineceğine karar verememişti hala. Teyzesi Aylin “Hadi kızım, gideceğiz
birazdan!” deyince kaydırağın ilk iki
merdivenine çıktı sonra korkup vazgeçti. Salıncağa yöneldi orada da hızlı
sallananları görünce yine vazgeçti. Ya düşersem ya kayarken elim çizilirse gibi
korkuları vardı. Bu yüzden bir türlü bir şeye binemiyordu. Gönül’ün ilk
öğrendiği kelime “Hadi!” olabilirdi. O kadar yavaş hareket ediyordu ki herkes ona
böyle sesleniyordu hızlansın diye.
Gönül parkta çok sevdiği arkadaşı
Ayşe’yle karşılaşmış ve ip atlamaya başlamışlardı. Tam yeni ısınmışlardır ki, Ali
mızmızlanmaya başladı. "Yeter hadi! Ben sıkıldım oynayacak başka bir
şey kalmadı eve gidelim." Gönül ise Ali’nin her şeyden bu kadar çabuk
sıkılmasına sinir olurdu.
Aylin, yeğenine seslenirken bir yandan da içi sızlamıştı Gönül'e. Nasıl olur da aralarında bir yaş olan iki kardeş birbirinden bu kadar farklı olabilir? Biri çok hızlı, diğeri çok yavaş. Biri çok hareketli, diğerinin hareketle o kadar işi yoktu. Ali arkadaşını çağırmaya gittiğinde, eve davet edilirse hemen içeri dalar, "Olur burada da oynarız." der, Gönül ise hemen ardından Ali'yi çekiştirir "Hayır Ali, annemin haberi yok!" derdi. Gönül oyuncaklarıyla sakin sakin oynarken Ali gelir hepsini dağıtırdı. Bu yüzden sürekli didişip dururlardı.
Aylin, eve doğru yürürken yeğenlerinin birbirinden nasıl bu kadar farklı olabildiklerini düşünüyordu. Aklına üniversitedeki yakın arkadaşı Zeynep ve anıları geldi. O zamanlar çok kızıyordu ama şimdi güldüğü şeylerdi. Bir keresinde bahar festivalinde zorla konsere götürmüştü onu. Sınıf arkadaşları da oradaydılar. Zeynep hemen atıldı, "Kızlar nasıl, kıyafetimi konsere uyumlu mu sizce?" Bir tanesi çok günlük olduğunu söyledi. Zeynep Aylin'i de alıp kıyafet değiştirmeye gitti. Her defasında bunu yapıyordu Zeynep. İnsanlara fikrini sorar, onları çok ciddiye alır, sonra da hemen değişiklik yapardı. Bunu yaparken Aylin'i de peşinden sürüklerdi. "Ben konsere tek başıma gidemem olmaz, sen de gel." diye tutturdu. Aylin'e bu çok anlamsız geliyordu. Aylin de aynı yeğeni Gönül gibi sakin bir kızdı. Zeynep'in bu kadar hızlı eve gidip geri dönmesine yetişemiyordu. Zeynep ve Aylin yeğenleri gibi iki zıt insanlardı. Çok tartışırlardı ama birbirlerini de yalnız bırakmazlardı. Zeynep de Aylin'e çok gıcık olurdu. "Üf be! İçin geçmiş senin yaşlı gibisin." derdi. Ama gün sonunda bir şekilde barışırlardı. Bir zamanlar boğazını sıkası geldiği Zeynep’i çok özlediğini fark etti.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: " İnsan
kendisine benzeyenlerle ilişki kurmak ister. Ancak insanı geliştiren
kendisinden farklı olanlarla ilişki kurmaya çalışmaktır."
Şimdi dönüp geçmişe bakınca bugün ne
kadar çok geliştiğini fark etti Aylin. Zeynep ile çok zorlanmıştı. Şu an bu
zorlu ilişki ona neler kazandırmıştı neler. Bu sayede kendisi gibi olmayan
insanları anlayabiliyordu. Kendisi için önemli olmayan büyütülmeyecek bir şeyin
başkası için çok önemli olabileceğini de... Çevresindekileri anlayışla
karşılıyordu artık. Bu yüzden de çok sevilen biriydi. İş yerinde insanlar bir
konuda zorlandığında daha çok Aylin'le iletişime geçiyordu. Farklılıkları kabul
etmiş olduğunda kimseyi eleştirmiyor ve bu da ona çok büyük konfor sağlıyordu. Bir
zamanlar çok kızdığı Zeynep’e bugün içten içe çok teşekkür ediyordu. Sonra
yeğenlerine dönüp baktı ve iyi ki birbirlerinden farklılar diye düşündü. Çünkü bu
farklılıklar sayesinde birbirlerini geliştireceklerdi, bunu öngörebiliyordu.
Peki, sen hayatın içinde senden
farklı olanlarla ilişki kurabiliyor musun? Bunun için ilk adımı atmaya ve
onları tanımaya ne dersin?
Yaratılmış herşey ekosistemini daha güçlü yapmak için.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌹
YanıtlaSilİnsan doğadaki farklılıkları gördüğünde nasıl mutlu olup keyif alıyorsa görüntüden insandaki farklılıklarda işte böyle hayata renk zenginlik katıyor …💐
Evet, farklılıara rağmen birleşebilenler daga güçlüdür. Kendimize benzeyenlerle keyifli vakit geçiriyoruz ama ne öğreniyorsak da zıttımızda olanlardan öğreniyoruz.
YanıtlaSilElinize sağlık keyifli bir yazıydı :)
YanıtlaSilFarklılıklar defo değil, zenginliktir :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilBizim gibi düşünmeyen bizim gibi hareket etmeyen o kadar farklılıklar var ki insanlar arasında. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var aslında. Bu konuya değinmeniz çok güzel olmuş. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÖğrenme uzun bir yolculuk
YanıtlaSilİnsan öyküsünde benzerini arıyor ama Rabbim farkı insanları sahbemize koyuyor.
Anlayabilen, öğrenebilen, eksik parçasını tamamlamaya çalışan bedellerini gelişime aktaran olmak ne kadar kıymetli
İnşaallah anlayabilenlerin sayısı artar
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: " İnsan kendisine benzeyenlerle ilişki kurmak ister. Ancak insanı geliştiren kendisinden farklı olanlarla ilişki kurmaya çalışmaktır." Ne kadar doğru ☺️ teşekkürler kaleminize sağlık 🪷🌻💐🌺
YanıtlaSilDemek ki asıl mesele farklılıkları yönetebilmek, yön verebilmek...
YanıtlaSilFarklılıklarımız en büyük zenginliğimiz💐
YanıtlaSil